top of page

Lunapark

Cemre lunaparka gelmek istememişti. Bunu arabada da söyledi, bileti alırken de. Ama babası onu dinlemedi, çünkü bilirsiniz, büyükler bazen öyledir. “Zaten sadece hafta sonları görüşüyoruz. Hadi eğlenelim güzelce.”

Lunaparkta kaybolan bir kız çocuğunun kısa hikayesi
Lunaparkta Kaybolan Bir Çocuk

Cemre karşı koymadı. Babasının eğlenmeye ondan daha çok ihtiyacı vardı. Babasının bütün dünyaya iyi bir baba olduğunu göstermeye ihtiyacı vardı. 


Kalabalığın arasından geçip rengârenk ışıklara yaklaştılar. Kulağını tırmalayan çığlıklar, metalin sürtünmesi, yüksek sesli müzik… Bunlar rahatsız edici, korkutucuydu. Ama babası elinden tuttuğu sürece bir şey olmazdı. Öyle düşünmek istedi.


Çarpışan arabalarda babası çok güldü. Arabalarda babası gibi babalar ve kendisi gibi sessiz başka çocuklar vardı. Babası hep gülerek arabalara çarptı.  Cemre’nin sarsılmaktan biraz midesi bulandı.


Atış poligonuna geldiklerinde babası hedeflere ateş etti. Plastik tüfeği tutarken yüzü ciddileşti. Cemre bu sinirli yüzü tanıyordu. Annesiyle kavga eden yüzdü bu. Biraz geri çekildi. Eve gitmek istiyordu. Söyleyemedi. Sonra... Babası ona bakmadan başka bir yöne yürümeye başladı. Kalabalığın içinde bir an gözden kayboldu.


Cemre donakaldı. Elini uzatacak oldu ama geç kalmıştı. Renkli ışıkların arasında babasının gölgesi eriyip gitti.

Koştu. Sağa sola baktı. Adını söyledi önce, sonra bağırmaya başladı. Ama sesini kimse duymadı. Kimi hız trenine koşuyordu, kimi pamuk şekere.


Cemre yardım istemek için birkaç kişiye yanaştı. Kimi duymadı, kimi başını çevirip gitti. Bir görevliyle göz göze geldi, ama adam hemen başka yöne baktı. Sanki kimse onun orada olduğunu kabul etmek istemiyordu.


Sanki saatler geçmişti. Ayakları yoruldu, boğazı kurudu. Karanlık çökünce ışıklar daha parlak ama daha yabancı görünmeye başladı.


Bir bankta otururken anladı. Kaybolan babası değildi. Kendisiydi.

Babası onun kahvaltıda ne yediğini bilmiyordu. Matematik dersinde çok iyi olduğunu bilmiyordu. Birlikte geçirdikleri hafta sonları birer hayaldi.Her şey biraz camın ardında gibiydi. Soğuk, pürüzsüz, mesafeli.


Bunu düşününce korkusu geçti.

Annesi birazdan onu almaya gelirdi nasıl olsa.


Yorumlar


Top Stories

Yeni yayınlanan hikayelerden ve yazılardan haberdar olmak için abone olun.

şebnem vitrinel sosyal medya hesaplarını takip etmeyi unutmayın

bottom of page